harsh; unrelenting

listen to the pronunciation of harsh; unrelenting
English - Turkish

Definition of harsh; unrelenting in English Turkish dictionary

brutal
{s} vahşi

O, vahşice öldürüldü. - She was brutally murdered.

Tom, Mary'yi vahşice ölümüne dövdü. - Tom brutally beat Mary to death.

brutal
{s} gaddar

Polisin gaddarlığı uzun süredir bir sorundur. - Police brutality has been a problem for a long time.

brutal
acımasız

Tom babasından acımasız bir dayak yedi. - Tom received a brutal beating from his father.

Dan polis tarafından acımasızca dövüldü. - Dan was brutally beaten by the police.

brutal
{s} sert

İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı. - The uprising was brutally suppressed.

Böyle sert koşullar altında hiç kimse çalışamaz. - No one can work under such brutal conditions.

brutal
hayvanca
brutal
insanlıktan uzak
brutal
(gerçek) acı
brutal
{s} şiddetli
brutal
{s} zalim
brutal
{s} merhametsiz
brutal
{s} kaba
brutal
{s} yabani
brutal
{s} yontulmamış
English - English
brutal
harsh; unrelenting
Favorites