Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
- It can harm your eyes to read in the sun's light.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
- Tom didn't mean any harm.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
- We want to harm the environment less.
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
- Do you think television does children harm?
Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
- Smoking does much harm but no good.
Kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one's going to harm you.
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
- It did more harm than good.