harmanlar

listen to the pronunciation of harmanlar
Turkish - English
collates
third-person singular of collate
harman
{i} blend

I like this blend of coffee. - Bu kahve harmanını severim.

harman
harvest
harman
batch
harman
grain for threshing
harman
threshing

We are threshing wheat. - Biz buğday harmanlıyoruz.

My children are threshing wheat. - Çocuklarım buğday harman ediyorlar.

harman
threshed
harman
threshers
harman
blending; blend (of tobacco, tea, etc.)
harman
print. collating, gathering (of pages, signatures, etc.)
harman
trashing
harman
harvest, harvest time
harman
slang slightly high on hashish
harman
threshing; threshing floor; grain for threshing; harvest, harvest time; blend, admixture
harman
threshing floor; threshing field
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) BEYADİR
Harman
haman
Harman
hırınan
harman
Tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi: "Harmana giren tozsuz çıkmaz"- Atasözü
harman
Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi
harman
Tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek taneleri başaklardan ayırma işi
harman
Tahılı aletler kullanarak başaktan ayırma işi
harman
Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon
harman
Bu işin yapıldığı yer veya mevsim: "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor."- R. N. Güntekin
harman
Tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
harman
Tütün, çay ve içki gibi maddelerin birkaç çeşidi birbirine katılıp karıştırılması
harman
Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
harmanlar
Favorites