You've done a marvelous thing.
- Harika bir şey yaptın.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
The washing machine is a wonderful invention.
- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
We saw Mac make a fantastic shot.
- Mac'in harika bir vuruş yaptığını gördük
I know you'll do a fantastic job.
- Harika bir iş yapacağını biliyorum.
The dress is absolutely gorgeous.
- Elbise kesinlikle harika.
Isn't her ring gorgeous?
- Yüzüğü harika değil mi?
We spent a fabulous day in the woods.
- Ormanda harika bir gün geçirdik.
You look fabulous in black.
- Siyah içinde harika görünüyorsun.
Don't you think it's cool?
- Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?
I thought it looked cool.
- Onun harika göründüğünü düşündüm.
This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
Love is wonderful and beautiful.
- Aşk harika ve güzeldir.
How wonderful were the good old days.
- Eski güzel günler ne kadar harikaydı.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
You are a really good secretary. If you didn't take care of everything, I couldn't do anything. You are just great.
- Sen gerçekten iyi bir sekretersin. Her şeyle ilgilenmemiş olsaydın , ben hiçbir şey yapamazdım. Sen harikasın.
The food was great in Italy.
- İtalya'da yemekler harikaydı.
Tom did a splendid job.
- Tom harika bir iş yaptı.
You did an incredible job.
- Harika bir iş yaptın.
For children, this world is full of wonders and miracles.
- Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
You've done a superb job.
- Harika bir iş yaptın.
I thought it was marvelous.
- Onun harika olduğunu düşündüm.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
Tom is a child prodigy.
- Tom harika bir çocuk.
Oh, Mary, you look terrific!
- Ah, Mary, harika görünüyorsun!
This all sounds great.
- Bunun hepsi harika görünüyor.
I really do feel phenomenal now.
- Şu an gerçekten harika hissediyorum.
I don't know what it was, but it was marvellous!
- Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!
It was marvellous to meet you.
- Seninle tanışmak harikaydı.
The human brain is a wondrous thing. It works until the moment you stand up to make a speech.
- İnsan beyni harika bir şeydir. Konuşmak için sen ayakta kalana kadar çalışır.