harika!

listen to the pronunciation of harika!
Turkish - English
(Konuşma Dili) deal
(Argo) ace!
goody
Great!, Wow!
{s} marvelous

In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings! - Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.

She has a marvelous sense of humor. - Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.

{i} wonder

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

Thank you for the wonderful gift. - Harika hediye için teşekkürler.

wonderful

I've never seen such a wonderful sunset. - Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.

The washing machine is a wonderful invention. - Çamaşır makinesi harika bir icattır.

fantastic

We saw Mac make a fantastic shot. - Mac'in harika bir vuruş yaptığını gördük

Everyone crowded around the fantastic dancer. - Herkes harika dansçının etrafına toplandı.

(Argo) awesome
neat
{s} gorgeous

What a gorgeous coat you're wearing! - Ne harika bir ceket giyiyorsun!

You look absolutely gorgeous. - Kesinlikle harika görünüyorsun.

{s} fabulous

I think that's absolutely fabulous. - Onun kesinlikle harika olduğunu düşünüyorum.

Tom did a fabulous job. - Tom harika bir iş yaptı.

{s} cool

The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors. - Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.

I thought it looked cool. - Onun harika göründüğünü düşündüm.

beautiful

The beautiful color of the sky soon faded away. - Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.

Isn't it a beautiful day for a picnic? - Piknik için harika bir gün, değil mi?

that's great
old

How wonderful were the good old days. - Eski güzel günler ne kadar harikaydı.

When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool. - On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.

great

I finally came up with a great idea. - Sonunda harika bir çözüm buldum.

The food was great in Italy. - İtalya'da yemekler harikaydı.

{s} splendid

Tom did a splendid job. - Tom harika bir iş yaptı.

{s} wizard
(Argo) beauty
incredible

You did an incredible job. - Harika bir iş yaptın.

perfect
wonder, miracle; wonderful, fantastic, great, superb, marvellous, beautiful, dreamy, smashing, lovely, tremendous, terrific, gorgeous, sensational, fabulous, heavenly, divine
groovy
{s} wicked
{i} miracle

For children, this world is full of wonders and miracles. - Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.

{s} swell
smart
(deyim) take the cake
that's cool
(Argo) bad
(Argo) bonzer
questioning
magnificent
(Argo) corker
(Argo) mickey mouse
breathtaking
dreamy
superb

You've done a superb job. - Harika bir iş yaptın.

(Argo) badder
tremendous
(Argo) grouse
goodie
(Argo) ripper
(Konuşma Dili) top hole
it is incredible
far-out
marvel

In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings! - Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.

I thought it was marvelous. - Onun harika olduğunu düşündüm.

(Argo) pretty spiffy
(Argo) kickass
(Konuşma Dili) bang up
(Argo) spiffy
top-flight
dandy
masterpiece
portent
yummy
prodigy

Tom is a child prodigy. - Tom harika bir çocuk.

sensational
prodigious
lovely
smashing
exquisite
brilliant
terrific

Oh, Mary, you look terrific! - Ah, Mary, harika görünüyorsun!

heavenly
sounds great

This all sounds great. - Bunun hepsi harika görünüyor.

super duper
marvell
(isim) Wonder, miracle; fire
Turkish - Turkish

Definition of harika! in Turkish Turkish dictionary

HARÎKA
(Osmanlı Dönemi) Acı, sızı
HARÎKA
(Osmanlı Dönemi) Bulâmaç. Yulaf lâpası
HÂRİKA
(Osmanlı Dönemi) İmkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, hayranlık vren. Büyük ve görülmedik eser. Görülmedik derecede kıymetli
harika
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran (şey). Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel: "Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş."- A. İlhan
harika
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran (şey)
harika
Hayranlık uyandıran
harika
Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel
hârika
(Osmanlı Dönemi) imkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, büyük ve görülmedik eser, görülmedik derecede kıymetli
harika!
Favorites