harika!

listen to the pronunciation of harika!
Turkish - English
(Konuşma Dili) deal
(Argo) ace!
goody
Great!, Wow!
{s} marvelous

She has a marvelous sense of humor. - Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.

I had a marvelous time. - Harika bir zaman geçirdim.

{i} wonder

Thank you for the wonderful gift. - Harika hediye için teşekkürler.

I know Andrina doesn't take things seriously, but she is a wonderful friend. - Andrina'nın işleri ciddiye almadığını bilirim ama kendisi harika bir arkadaş.

wonderful

Thank you for the wonderful gift. - Harika hediye için teşekkürler.

The washing machine is a wonderful invention. - Çamaşır makinesi harika bir icattır.

fantastic

Everyone crowded around the fantastic dancer. - Herkes harika dansçının etrafına toplandı.

In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake. - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

(Argo) awesome
neat
{s} gorgeous

You look absolutely gorgeous. - Kesinlikle harika görünüyorsun.

The dress is absolutely gorgeous. - Elbise kesinlikle harika.

{s} fabulous

I think that's absolutely fabulous. - Onun kesinlikle harika olduğunu düşünüyorum.

We spent a fabulous day in the woods. - Ormanda harika bir gün geçirdik.

{s} cool

Don't you think it's cool? - Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?

When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool. - On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.

beautiful

This catterpillar will turn into a beautiful butterfly. - Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

The beautiful color of the sky soon faded away. - Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.

that's great
old

When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool. - On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.

How wonderful were the good old days. - Eski güzel günler ne kadar harikaydı.

great

The food was great in Italy. - İtalya'da yemekler harikaydı.

I've got some great ideas but I need money. - Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.

{s} splendid

Tom did a splendid job. - Tom harika bir iş yaptı.

{s} wizard
(Argo) beauty
incredible

You did an incredible job. - Harika bir iş yaptın.

perfect
wonder, miracle; wonderful, fantastic, great, superb, marvellous, beautiful, dreamy, smashing, lovely, tremendous, terrific, gorgeous, sensational, fabulous, heavenly, divine
groovy
{s} wicked
{i} miracle

For children, this world is full of wonders and miracles. - Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.

{s} swell
smart
(deyim) take the cake
that's cool
(Argo) bad
(Argo) bonzer
questioning
magnificent
(Argo) corker
(Argo) mickey mouse
breathtaking
dreamy
superb

You've done a superb job. - Harika bir iş yaptın.

(Argo) badder
tremendous
(Argo) grouse
goodie
(Argo) ripper
(Konuşma Dili) top hole
it is incredible
far-out
marvel

I love living in this marvellous town. - Bu kadar harika bir kentte yaşamayı seviyorum.

I thought it was marvelous. - Onun harika olduğunu düşündüm.

(Argo) pretty spiffy
(Argo) kickass
(Konuşma Dili) bang up
(Argo) spiffy
top-flight
dandy
masterpiece
portent
yummy
prodigy

Tom is a child prodigy. - Tom harika bir çocuk.

sensational
prodigious
lovely
smashing
exquisite
brilliant
terrific

Oh, Mary, you look terrific! - Ah, Mary, harika görünüyorsun!

heavenly
sounds great

This all sounds great. - Bunun hepsi harika görünüyor.

super duper
marvell
(isim) Wonder, miracle; fire
Turkish - Turkish

Definition of harika! in Turkish Turkish dictionary

HARÎKA
(Osmanlı Dönemi) Acı, sızı
HARÎKA
(Osmanlı Dönemi) Bulâmaç. Yulaf lâpası
HÂRİKA
(Osmanlı Dönemi) İmkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, hayranlık vren. Büyük ve görülmedik eser. Görülmedik derecede kıymetli
harika
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran (şey). Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel: "Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş."- A. İlhan
harika
Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran (şey)
harika
Hayranlık uyandıran
harika
Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel
hârika
(Osmanlı Dönemi) imkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, büyük ve görülmedik eser, görülmedik derecede kıymetli