hariç

listen to the pronunciation of hariç
Turkish - English
excluding

Excluding Barack Obama, all US presidents were white. - Barack Obama hariç bütün ABD başkanları beyazdı.

Excluding Barack Obama, all presidents of the United States were white. - Barack Obama hariç Amerika Birleşik Devletlerinin bütün başkanları beyazdı.

except

I work every day except for Sundays. - Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

Everybody was singing except me. - Ben hariç herkes şarkı söylüyordu.

except for

Everyone left, except for us. - Biz hariç herkes gitti.

Except for Tom, the family was all watching TV in silence. - Tom hariç, bütün aile sessizce TV izliyordu.

the outside exterior, outer surface; abroad, foreign coutry, foreign place; externa; outside; excep, excepting, except for, apart from, excluding,exclusive of, with the exception of
short
but

Everyone but Tom was there. - Tom hariç herkes oradaydı.

Tom seems to have packed everything but the kitchen sink. - Tom mutfak lavabosu hariç her şeyi paketlemiş gibi görünüyor.

excepting
except (for), with the exception of; exception of; excluded, not included, without
outside, exterior, outer surface
not including
barring
bar

Excluding Barack Obama, all presidents of the United States were white. - Barack Obama hariç Amerika Birleşik Devletlerinin bütün başkanları beyazdı.

Excluding Barack Obama, all US presidents were white. - Barack Obama hariç bütün ABD başkanları beyazdı.

but the

Tom seems to have packed everything but the kitchen sink. - Tom mutfak lavabosu hariç her şeyi paketlemiş gibi görünüyor.

save

I work every day save Sundays. - Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

Man may invent anything, save for the art of being happy. - İnsan mutlu olma sanatı hariç herhangi bir şeyi icat edebilir.

exempt
foreign country
stinging
external
foreign place
abroad
saving
always excepting
exogenous
exclusive

This book has 252 pages exclusive of illustrations. - Bu kitabın, çizimler hariç 252 sayfası vardır.

Are the profits exclusive of taxes? - Kârlar vergilerden hariç mi?

besides
exterior
exclusive of

This book has 252 pages exclusive of illustrations. - Bu kitabın, çizimler hariç 252 sayfası vardır.

Are the profits exclusive of taxes? - Kârlar vergilerden hariç mi?

excepted
save for
other than

All the essays, other than yours, were good. - Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.

excl

That inn is 5,000 yen a night, meals excluded. - O otel, yemek hariç gecelik 5000 yendir.

Excluding Barack Obama, all US presidents were white. - Barack Obama hariç bütün ABD başkanları beyazdı.

extra
(Fiili Deyim ) exclusive at
without
hariç tutmak
exclude
hariç tutulan
exclusive
hariç bırakmak
put out of
hariç olmak
to be excluded (from)
hariç tutma
exception
hariç tutma
dispensation
hariç tutma
excluding
hariç tutmak
to exclude, to except
hariç tutmak
dispense
hariç tutmak
except
bir sonraki faiz ödemesi hariç
ex-dividend
bir sonraki faiz ödemesi hariç
dividend off
biri hariç
bar one
bizden hariç
apart from us
istisna, hariç
(Sigorta) exclusion, excluded
maaştan hariç kazanılan para
perquisite
maaştan hariç kazanılan para
perk
otelde yemek hariç oda ücreti
European plan
pazar ve tatil günleri hariç
(Sigorta) sundays and holidays excepted
pazar ve tatiller hariç
(Ticaret) sundays and holidays excepted
yemek hariç ne kadar
How much is it excluding meals
Turkish - Turkish
Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere: "Dişçi koltuğu hariç, kim bir koltuğa oturursa kendini bir şey zanneder."- B. Felek
Yabancı ülke, dışarı
(Osmanlı Dönemi) dışarıda olan
Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere
Dış, dışarı
Dış, dışarı: "Hemen on dakika yürüyünce kasaba haricine çıkılır."- S. F. Abasıyanık
hariç olmak
O işin içinde olmamak
bir işten hariç olmak
O işin içinde olmamak
hariç
Favorites