hareket ettirmek

listen to the pronunciation of hareket ettirmek
Turkish - English
wag
drive
motivate
stir
budge
to move
start up
wiggle
crank up
motion
manipulate
move
{f} exercise
hareket et
{f} move

George felt the train begin to move. - George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.

Nothing's wrong with the engine, but my car won't move. - Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

yavaş yavaş hareket ettirmek
inch
elle hareket ettirmek
manipulate
hareket etmek / ettirmek
move
hareket ettirme
manipulation
hareket ettirme
moving

Moving a huge boulder is going to be very hard. - Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.

ALS slowly destroys the nerves and muscles needed for moving your body. - Kas ve sinir erimesi hastalığı vücudunuzu hareket ettirmek için gerekli sinirleri ve kasları tahrip ediyor.

hareket et
locomote
hareket et
made move
hareket et
make a motion
hareket et
made a motion
hareket et
{f} act

It is imperative for you to act at once. - Derhal hareket etmen zorunludur.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood. - Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

hareket et
make move
yukarı doğru hareket ettirmek
move up
hareket et
sashay
hareket ettirme
motivation
her iki yöne hareket ettirmek
traverse
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) TİLTAL
(Osmanlı Dönemi) KILKAL
(Osmanlı Dönemi) TELTELE
hareket ettirmek
Favorites