hareket ettir

listen to the pronunciation of hareket ettir
Turkish - English
{f} start up
{f} moved

Let's get this moved. - Bunu hareket ettirelim.

They moved up and down the keys. - Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

{f} moving

A fish swims by moving its tail. - Bir balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzmektedir.

Would you mind my moving your car? - Arabanızı hareket ettirmemin bir sakıncası var mı?

lever

You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up. - Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.

hareket et
{f} move

Nothing's wrong with the engine, but my car won't move. - Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

George felt the train begin to move. - George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.

hareket et
locomote
hareket et
made move
hareket et
make a motion
hareket et
made a motion
hareket et
{f} act

You should have acted on her advice. - Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.

You must act more wisely. - Daha akıllıca hareket etmelisin.

hareket et
make move
hareket et
sashay
hareket ettir
Favorites