They moved up and down the keys.
- Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open.
- Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.
Would you mind my moving your car?
- Arabanızı hareket ettirmemin bir sakıncası var mı?
The fish swims by moving its tail.
- Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.
You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.
- Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
You'll have to get a move on if you want to catch the train.
- Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin.
George felt the train begin to move.
- George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
You should have acted on her advice.
- Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.
You must act more wisely.
- Daha akıllıca hareket etmelisin.