I see something moving.
- Hareket eden bir şey görüyorum.
It is very dangerous to jump aboard the train when it is moving.
- Hareket eden trene atlamak çok tehlikelidir.
George felt the train begin to move.
- George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
The people who live in Japan must act according to the Japanese country constitution.
- Japonya'da yaşayan insanlar Japon ülkesi anayasasına göre hareket etmelidir.
You should have acted on her advice.
- Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.