harc

listen to the pronunciation of harc
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Yemâme vilayetinde bir yer
(Osmanlı Dönemi) Gider, sarfiyat, bir iş için kullanılan madde
(Osmanlı Dönemi) Vergi
(Osmanlı Dönemi) Ecir
(Osmanlı Dönemi) Buğday. Dinimizde lüzumsuz harcamak, israf haramdır. Zillet ve fakirliğe sebeptir
(Osmanlı Dönemi) Çıkmak
(Osmanlı Dönemi) Yeni çıkan bulut
harç
Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü pekitmek, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman veya kum, kireç, çimento gibi şeyleri su ile kararak yapılan çamur, karışım: "Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz."- O. V. Kanık
harç
Bahçıvanlıkta değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak
harç
Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı veya süsleyici şeyler
harç
Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin bütünü
harç
Giysi kenarlarına süs için dikilen hazır şerit
harç
Harcanan para, masraf
harç
Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para
harç
Yüksek öğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı
Turkish - English

Definition of harc in Turkish English dictionary

harç
{i} mortar
harç
fees

Are there any hidden fees? - Hiç gizli harçlar var mı?

I can't afford the fees. - Ben harçları göze alamam.

harç
fee

I can't afford the fees. - Ben harçları göze alamam.

Are there any hidden fees? - Hiç gizli harçlar var mı?

harç
daub
harç
trimming
harç
impost
harç
(Kanun) legal fee
harç
compost
harç
tax
harç
expenditure, expenses " masraf; fees
harç
plaster
harç
(any specially prepared) soil mixture, soil mix: saksı harcı potting soil
harç
filling (of a food): Böreğin harcı henüz hazır değil. The filling for the börek isn't ready yet
harç
(Hukuk) charge
harç
grout
harç
tabby
harç
plaster, material for plastering
harç
ingredients (used in preparing a food)
harç
trimming (for a woman's dress)
harç
soutache
harç
piping
harc
Favorites