Evlilikte mutluluk tamamen şans işi.
- Happiness in marriage is entirely a matter of chance.
Bilirsin çok şanslısın! Böyle bir şey bir ömür boyu sadece bir kez olur.
- You're very lucky you know! A such thing happen only once in a lifetime.
Tom uzun süre uzaklarda bulunduktan sonra evde olmaktan mutluydu.
- Tom was happy to be home after being away for so long.
Tom'un mutlu olmak için kesinlikle çok şeyi var.
- Tom certainly has a lot to be happy about.
Tesadüfen onu otobüste gördüm.
- It happened that I saw her on the bus.
Tesadüfen onunla aynı trene bindim.
- It so happened that I rode in the same train with him.
O, meydana gelmek zorunda değildi.
- That didn't have to happen.
He at once resolved to accompany me to that island, ship aboard the same vessel, get into the same watch, the same boat, the same mess with me, in short to share my every hap; with both my hands in his, boldly dip into the Potluck of both worlds.
Tom took an overdose of sleeping pills.
- Tom aşırı dozda uyku hapları aldı.
Did you know that men who regularly take the birth control pill don't get pregnant?
- Sürekli olarak doğum kontrol hapı alan insanların hamile kalmayacaklarını biliyor muydunuz?
Adam spent 3 years in jail for drug possession.
- Adam uyuşturucu bulundurmaktan hapiste 3 yıl geçirdi.
Layla was in prison for a drug crime.
- Leyla bir uyuşturucu nedeniyle hapisteydi.
If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
- Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.