Turkish - English
Definition of hanedan in Turkish English dictionary
- dynasty
Kublai Khan established the Yuan Dynasty in 1271.
-Kubilay Han Yuan Hanedanı'nı 1271 yılında kurmuştur.
The Safavid dynasty reunified Iran in 1501.
-Safevi hanedanı 1501 yılında İran'ı yeniden birleştirdi.
- high-born and magnanimous
- dynasty; of noble descent; generous and hospitable
- courteous and generous
- heraldic
- (someone) who is a member of a dynastic family
- dynasty, dynastic/imperial house
- dynastic
- royal household
- hanedan armacılığı
- armoury [Brit.]
- hanedan armacılığı
- armory
- hanedan armacılığına ait
- heraldic
- hanedan armacısı
- herald
- hanedan arması
- coat of arms
- hanedan arması
- coat armor
- hanedan arması
- armorial bearings
- hanedan arması ile ilgili
- armorial
- hanedan arması kitabı
- armorial
- hanedan vekili
- lord advocate
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of hanedan in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Peygamber (A.S.M.) sülâlesi
- (Osmanlı Dönemi) f. Soyca dindar ve asil âile
- Hükûmdar veya devlet büyüğü gibi bir kişiye dayanan soy, büyük aile
- Eli açık ve konuksever: "Bu benim dediklerim kalantor, zengin, elleri açık, hanedan kişilerdi."- H. Taner
- Aynı soydan gelen hükümdarlar ya da ünlü kişiler
- Belli ve büyük soydan gelen
- Hükümdar veya devlet büyüğü gibi bir kişiye dayanan soy, büyük aile: "Hanedan prenslere dair başka hatıram yoktu."- F. R. Atay
- Eli açık ve konuksever
hanedan
Hyphenation
ha·ne·danPronunciation
Resimler
History
Favorites