Ağırdan almak zorundasın.
- You've got to take it easy.
Doktor bir süre ağırdan almak zorunda kalacağımı söyledi.
- The doctor said I'm going to have to take it easy for a while.
Sanırım birkaç gün işi hafiften almak isteyeceğini düşünüyorum.
- I think you're going to want to take it easy for a few days.
Tom, işi hafiften almayı göze alamaz.
- Tom can't afford to take it easy.
Sakin ol, Tom. Sinirlenme.
- Calm down, Tom. Take it easy.
Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.
- Take it easy. I can assure you that chances are in your favor.
Sakin olun. Ben her şeyin güzel olacağına sizi temin edebilirim.
- Take it easy. I can assure you that everything will turn out fine.