Zayıf görme bir atlet için bir engeldir.
- Poor sight is a handicap to an athlete.
Sen golf oynuyor musun? Engelin nedir?
- You play golf? What's your handicap?
Tom ve Mary özürlü bir çocuğu kabul ettiler.
- Tom and Mary adopted a handicapped child.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Emi özürlü bir adama yerini verdi.
- Emi gave her seat to a handicapped man.
Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
- Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
Engelli insanlar acınmaya katlanamaz.
- Handicapped people can't stand being pitied.
Tom zihinsel engelli yetişkinlerle çalışır.
- Tom works with mentally handicapped adults.
O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
- She devoted her life to helping the handicapped.
Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
- Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
Grandpa Andy would buy the racing form the day ahead of time so he could handicap the race before he even arrived at the track.
The candidate was heavily handicapped.
A handicap in chess often involves removal of the queen's rook.