halka

listen to the pronunciation of halka
Turkish - English
hoop
link

The chain is no stronger than its weakest link. - Zincir en zayıf halkasından daha güçlü değildir.

The chain is no stronger than its weakest link. - Zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür.

circle

You've got dark circles under your eyes. - Senin gözlerinin altında mor halkalar var.

Tom has dark circles under his eyes. - Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.

ring

I'll take onion rings instead of fries. - Patates kızartması yerine soğan halkaları alacağım.

Lemma 5 cannot be generalized to arbitrary artinian rings. - Lemma 5 gelişigüzel seçilmiş Artin halkaları ile genellenemez

donut
anulus
(Arılık) segment
annulus
doughnut
strap
(Otomotiv) spacer
slang queen, passive male homosexual
whorl
torus
circle, circular ripple
circle (formed by people)
bangle
collet
(oyun) quoits
ring (for the finger, ear, or nose)
circle (under the eye)
eye

I'm not sleeping well currently and now have rings under the eyes. - Şu anda iyi uyumuyorum ve artık gözler altında halkalarım var.

Mary had dark circles under her eyes. - Mary'nin gözlerinin altında mor halkalar vardı.

ring-shaped salty biscuit
coil
wreath
round
hoop, ring; circle; (zincir) link; bangle
gymnastics ring
ring, a circular band, circlet
hank
annulation
free float
circlet
spiro
verticil
circuit
quoit
halk
public

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

Tom never sings in public. - Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez.

halk
folk

My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old. - Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.

Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France. - Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.

halk
(Hukuk) people

Some young Japanese people prefer being single to being married. - Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.

Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement. - Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

halk
community

She sacrifies herself for the community. - Halk için kendini kurban ediyor.

They went to the community pool. - Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.

halka sevdirmek
popularize
halka yakın
(Hukuk) grassroots
halka (zincir)
link
halka ait
civil
halka ait
(Latin) popularis
halka açık
public access
halka açık
open to public
halka açılma
(Ticaret) go-public
halka açılma
going public
halka dişli
ring gear
halka gibi
ringlike
halka grafik
(Bilgisayar) doughnut chart
halka grafiği
(Bilgisayar) doughnut chart
halka hizmet
public service
halka olmak
circle
halka oyunu
quoits
halka sabiti
(Fizik) spring constant
halka somun
ring nut
halka tipi ağ
(Bilgisayar,Teknik) ring network
halka tonos
(İnşaat) annular vault
halka yay
coil spring
halka şekli
annulation
halka şeklinde
cricoid
halka şeklinde
(Geometri) toroidal
halka arz
Initial offering
halka açık şirket
Public company
halka durumunda kıvrılıp toplanmak
To meet the public in the event curled
halka geçirmek
ring
halka oyunları
ring games
halka aitlik
publicness
halka anahtar
ring key
halka arz
(Ticaret) security offering
halka arz
(Hukuk) public offerings
halka arz
(Ticaret) public flotation
halka arz
(Ticaret) public offering

Tom became a billionaire when his company sold shares in an initial public offering. - Onun şirketi halka arz hisse sattığında Tom milyarder oldu.

halka arzetme
(Ticaret) public offering
halka atma oyunu
quoits
halka açmak
throw open
halka açık
open to the public
halka açık
public

Let's keep public places clean. - Halka açık yerleri temiz tutalım.

Please refrain from smoking in public places. - Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.

halka açık kütüphane
open access library
halka açık pazar
overt market
halka açık yer
open to the public
halka açık yer
common
halka açık yol
queen's highway
halka açılmak
to make public offers, to go public
halka açılmak
go public
halka
ring network
halka bileşiği
ring compound
halka biçiminde doğramak
ring
halka biçimli
ring-shaped
halka bobin
toroidal coil
halka boyutu
(Bilgisayar) doughnut size
halka devre
ring circuit
halka devre
(Elektrik, Elektronik) ring main
halka dizilişli yapraklar
whorl
halka duyurmak
publicize
halka endüvi
ring armature
halka grubu
(Bilgisayar) doughnut group
halka halka
in circles, in rings
halka halka
in coils
halka halka
1. in rings. 2. in links. 3. in circles
halka halka
annulated
halka halka
in rings
halka halka
annulate
halka halka olan
annulate
halka halka olan
annulated
halka kapalı
private
halka kapalı
non-public
halka kapatmak
exclude the public
halka kayması
(Bilgisayar,Teknik) ring shift
halka kilidi
ring lock
halka kiti
ring kit
halka lokması
end link bearing
halka menot
suspension link
halka olmak
to form a circle
halka olup edilen dans
round dance
halka oluşturmak
form a ring
halka oluşumu
ring formation
halka oyunu
round dance
halka pabuç
(Otomotiv) ring terminal
halka pimi
ring pin
halka pimi
ripper pin
halka piston
ring piston
halka sayaç
ring counter
halka segman
circlip
halka sunmak
release to the public
halka tonoz
annular vault
halka trolü
(Denizbilim) ring trawl
halka yapı
(Bilgisayar,Teknik) ring structure
halka yay
annular spring
halka yöntemi
ring method
halka özgü
vulgar
halka özgü
popular
halka şekilde
circinately
halka şeklinde
annular

There are three types of a solar eclipse: total, partial, and annular. - Üç tip güneş tutulması vardır: toplam, kısmi ve halka şeklinde.

halka şeklinde dans
ring around rosy
halka şeklinde duman
wreath
halka şeklinde kabartma
torus
halka-silikat
(Jeoloji) cyclosilicate
hareketli halka
(Botanik, Bitkibilim) mobile ring
borsada halka satılmayan yeni senetleri alan kişi
underwriter
halk
popular

Nixon won the election of 1972 by a huge popular vote. - Nixon, 1972 yılı seçimini büyük bir halk oyuyla kazandı.

Die Lorelei is a popular German folk song. - Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.

halk
population

The local population helps fight forest fires. - Yerel halk, orman yangınlarıyla mücadeleye yardımcı olur.

We want the government to serve the entire population. - Hükümetin tüm halka hizmet etmesini istiyoruz.

halk
{i} commune
delik halka
eyelet
halk
ordinary people
halk
country

The government of this country oppresses its people. - Bu ülkenin hükümeti halkına zulmediyor.

In my country, our people don't like others who are cleverer than them. - Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.

halk
subjects

I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one. - Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.

halk
general public

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

halk
file
halk
peoples

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

Many peoples live in Asia. - Birçok halklar Asya'da yaşar.

halk
folks

Folks are pulling together. - Halk birlik içinde çalışır.

I've already sung three folks songs tonight. - Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.

halk
plebs
halk
general

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

kayıp-halka
(Dilbilim) missing-link
rulo halka
(Tekstil) rouleau loop
silici halka
scraper ring
yıllık halka
(Denizbilim) annual ring
halk
grass roots
halka arz
public offer
balon kırıcı halka
balloon control ring
banyo (halka açık)
bathhouse
basit halka grafik
(Bilgisayar) simple doughnut chart
beyaz halka
(Denizbilim) light zone
bilgileri halka açıklamak
go public
bronz halka
bronze ring
bu müze halka açık mı
Is the museum open to the public
bulut üzerinde görülen renkli halka
anthelion
dairevi halka
circular ring
delikli halka
perforated ring
demir halka
ringer
dişli halka
gear ring
halk
people, nation, public, folk; people, populace
halk
demo

Democracy is the government of the people, by the people, for the people. - Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

The first lesson in democracy is to abide by the will of the people. - Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.

halk
the vulgar
halk
populace

The populace have never forgotten the president's generosity. - Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

halk
demos
halk
the people

In many areas, there was little food and the people were hungry. - Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.

The new law was enforced on the people of the island. - Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi.

halk
communal
halk
the community

Classes at the community center are free. - Halkevindeki sınıflar ücretsiz.

She sacrifies herself for the community. - Halk için kendini kurban ediyor.

halk
vulgar
halk
the crowd
halk
the million
halk
million
halk
the common people
ikincil halka
(Denizbilim) secondary ring
ip halka
grummet
kabartma halka şeklinde
(pervaz) toric
kayıcı halka
slipring
kayıcı halka
slip ring
kesici halka
(Fizik) cutting loop
konik halka
(Otomotiv) tapered face ring
koruyucu halka
protecting ring
krom kaplama üst halka
(Otomotiv) chromed top ring
sahte halka
(Denizbilim) false annulus
sivil halka ikmal hizmeti
(Askeri) civilian supply
sivil halka yardım maddeleri
(Askeri) civilian aid
sızdırmaz halka
sealing ring
ufak halka
ringlet
yarık halka
split ring
yaylı halka
spring ring
yerel halka
(Matematik) local ring
çelik halka
steel ring
örme halka
grommet
English - English

Definition of halka in English English dictionary

halk
A nook; a corner
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Ortası boş yuvarlak şekil
(Osmanlı Dönemi) Dâire şeklinde olan şey
Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim
Sestod strobilasında bulunan segmentlerin her birine verilen ad
Çember biçiminde dizilmiş topluluk
Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit: "İstanbul fırınları çocuk bileği gibi ince halkalar yaparlardı."- R. N. Güntekin
Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü gibi sebeplerle göz altında beliren koyuluk: "Benim mi Allahım bu çizgili yüz? / Ya gözler altındaki mor halkalar?"- C. S. Tarancı
Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 cm çapında, 28 mm kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri
Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Çember biçiminde dizilmiş topluluk
Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı
Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember
Bir tür yağlı ve tuzlu simit
Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü gibi sebeplerle göz altında beliren koyuluk
Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit
Niğde'nin mahalle fırınlarında pişirilen mayalı ekmek türü
Değerli metallerden yapılan çember biçimindeki süs eşyası
Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember: "Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı."- F. R. Atay. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı
halka arz
Halka Arz, şirketlerin kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla özkaynak yoluyla senet ihraç ederek (fonlama) kaynak sağlamasıdır. Şirketler kaynak ihtiyaçlarlarını faiz karşılığı yabancı kaynaklardan (borç) ya da özkaynaktan (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kazanç yoluyla) sağlar
halka dizilişli
Aynı eksen çevresinde dizilmiş
halka dönük
Halkın yararına olan
halka olmak
Bir çember biçiminde dizilmek
halka oyunları
El ele tutuşup çember biçiminde dizilerek oynanan oyunlar
halka yay
Boru anahtarının iyi tutmasını sağlayan ve çevreyle anahtar kolu arasına konulan sarmal yay
Halk
cumhur
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü: "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü: "Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin
halk
Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
halk
Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü
Halk
ahali
halk
Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
halk
Yaratma
halk
Aydınların dışında kalan topluluk
halk
(Osmanlı Dönemi) yarâtma, var etme
Halk
avam
HALK
(Osmanlı Dönemi) Boğaz
HALK
(Osmanlı Dönemi) Tıraş etmek
Halk
folk
Halk
(Osmanlı Dönemi) HİCCİRE
Halk
el
Halk
beraya
Halk
enam
Halk
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
halka
Favorites