halatlar

listen to the pronunciation of halatlar
Turkish - English
wire ropes
halat
rope

I've got a rope in my trunk. - Benim sandığımda bir halatım var.

Tom decided that it wouldn't be sensible to try to cross the old rope bridge. - Tom eski halat köprüyü geçmeye çalışmanın mantıklı olmayacağına karar verdi.

halat
{i} line

The boat was tied with a short line. - Tekne kısa bir halatla bağlıydı.

halat
(Denizbilim) ground cable
halat
guy
halat
breast
halat
(Denizbilim) sweep line
halat
kink
halat
manila rope
halat
hawser
halat
Manilla rope
bitkisel halatlar
(Askeri) fibre cordage
halat
lap
halat
lashing
halat
rope, hawser
halat
lanyard
halat
cable

The bridge collapsed when one of the cables snapped. - Halatlardan biri koptuğunda köprü çöktü.

The bridge collapsed when one of the cables broke. - Halatlardan biri kopunca köprü çöktü.

halat
backstay
kayığı tutan halatlar
gripes
sentetik halatlar
(Askeri) stnthetic cordage
Turkish - Turkish

Definition of halatlar in Turkish Turkish dictionary

HALAT
(Hukuk) Haller, durumlar
HALAT
(Osmanlı Dönemi) Kalın ip, gemi ipi
halat
Kenevirden yapılmış kalın ip
halat
Römork
halat
Kenevirden yapılmış çok kalın ip
hâlât
(Osmanlı Dönemi) haller, durumlar,sûretler
halatlar
Favorites