hairdresser

listen to the pronunciation of hairdresser
English - Turkish
{i} kuaför

Bütün kalan paramı kuaföre verdim. - I gave all the money I had left to the hairdresser.

En iyi kuaförler eşcinsel. - The best hairdressers are gay.

{i} berber

Otelde bir berber var mı? - Is there a hairdresser in the hotel?

Berberi ziyaret ettim. - I visited the hairdresser.

{i} İng. erkek berberi
kuvaför
kuaföre
kadın berberi
erkek berberi
kadın kuaförü
stylist
{i} stilist
hairdresser's
kuaför

Saçlarını yaptırmak için kuaföre gitti. - She went to the hairdresser's to have her hair done.

Saçını yaptırmak için kuaföre gitti. - She went to the hairdresser's to have her hair done.

hairdresser's
berber
stylist
dekoratör
stylist
(Tekstil) tasarımcı

Tom bir saç modelleri tasarımcısı. - Tom is a hair stylist.

crimper
kıvırıcı
stylist
desinatör
stylist
modacı
stylist
{i} stile önem veren yazar
stylist
{i} belirli bir üslubu olan yazar; üslupçu
stylist
{i} (bir şeye) (belirli bir) stil veren kimse, stilist: hair stylist saç modelleri yaratan kimse
stylist
{i} üslupçu
hairdresser
Favorites