haftalık

listen to the pronunciation of haftalık
Turkish - English
weekly

The economic minister gives a weekly report. - Ekonomi bakanı haftalık açıklama yapar.

For comfortable weekly shopping you have to have a car. - Haftalık alışverişini rahat yapman için, arabaya ihtiyacın var.

wage

The boss advanced me a week's wages. - Patron bir haftalık ücretimi yükseltti.

Tom's boss advanced him a week's wages. - Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.

wages

The boss advanced me a week's wages. - Patron bir haftalık ücretimi yükseltti.

The manager advanced him two weeks' wages. - Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.

weekly, once a week; lasting ... weeks; weekly wages
weekly; (something) that occurs once a week
sennight
hebdomadal
(something) that will last or lasts (so many) weeks
weekly wages
once a week
lasting ... weeks
weeklies
per week

I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services. - Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.

haftalık özet
(Bilgisayar) weekly summary
haftalık ücret
weekly wages
haftalık bilet
weekly pass
haftalık dergi
weekly
haftalık gazete
weekly
1 haftalık tatil
one-week holiday
bir haftalık keçi yavrusu
goat a-week cub
banka haftalık bilançosu
bank return
iki haftalık tatil
fortnight's holiday
uçak gemisi hava grubu; haftalık olarak değişen kripto (GPS)
(Askeri) carrier air wing; cryptovariable weekly (GPS)
üç haftalık
triweekly
Turkish - Turkish