haberci

listen to the pronunciation of haberci
Turkish - English
courier
runner
herald
summoner
messenger, courier, herald, forerunner
messenger

A messenger took the letter to the White House. - Bir haberci mektubu Beyaz Saray'a götürdü.

Mercury was the messenger of the gods. - Merkür tanrıların habercisiydi.

despatch rider
reporter

Dan became a successful reporter. - Dan başarılı bir haberci oldu.

dispatch rider
sign, indication, portent, herald, forerunner, harbinger
(Hukuk) precursor
forerunner
harbinger

Those ideas were the harbinger of democracy. - O fikirler demokrasinin habercisiydi.

messenger, courier, runner; herald; forerunner, harbinger
portent
trumpeter
precursory
the messenger
mercury

Mercury was the messenger of the gods. - Merkür tanrıların habercisiydi.

forerun
prognosticator
kara haberci
bringer of bad news
motorlu haberci hizmeti
(Askeri) motor dispatch service
Turkish - Turkish
Muhbir, ihbar eden (kimse)
Muhbir, ihbar eden kimse: "Kaçakçı kamyonları bazen, o da bir habercinin yardımı ile içeride yakalanmakta."- F. R. Atay
Bir durumun, bir olayın belirtisi
Haber getiren kimse, ulak
(Osmanlı Dönemi) RESÜL
resul
savacı
karakulak
ulak
sai
haberci
Favorites