Turkish - English
Definition of haşâ' in Turkish English dictionary
- haşa
- shabrack
- haşa
- saddle blanket, saddlecloth
- haşa
- saddlecloth belleme
- haşa
- far from it
- hâşâ
- housing
- hâşâ
- God forbid!
- hâşâ
- God forbid!/Heaven forbid!/It's unthinkable!: Hâşâ, siz kabalık etmezsiniz. It's unthinkable that you'd do anything rude
- hâşâ
- May God forgive me for saying it!/God forbid!
- hâşâ huzurdan
- if you will excuse the expression
- hâşâ huzurdan/ huzurunuzdan
- Saving your presence .../If you'll excuse the expression
- hâşâ sümme hâşâ
- Perish the thought!
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of haşâ' in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Nâhiye
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Ehşâ) Nefes tutukluğu
- (Osmanlı Dönemi) Nefesin tutulması
- (Osmanlı Dönemi) Kalb
- HAŞA
- (Hukuk) Ondan uzak; söylememiş olalımki; onun üstünden uzak
- HÂŞÂ
- (Osmanlı Dönemi) Aslâ. Kat'iyyen. Öyle değil. Allah korusun...mânasına söylenir
- haşa
- Dine aykırı görülen bir ihtimalden söz edilirken kullanılır
- haşa
- Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz
- haşa
- At ve benzeri binek hayvanlarının sırtına konulan kalın kumaş veya keçe
- haşa
- Kalın eyer örtüsü
- haşa
- Eyer bezi
- hâşâ
- (Osmanlı Dönemi) aslâ, katiyen, öyle değil, Allah korusun
- hâşâ sümme hâşâ
- (Osmanlı Dönemi) hâşâ yine hâşâ tekrar tekrar hâşâ mânâsında mânâyı kuvvetlendirmek için söylenir