Expedited delivery will cost an additional ten dollars.
- Hızlandırılmış teslim ilave on dolara mal olacak.
Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
- Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
The velocity of light is about 186,000 miles per second.
- Işık hızı saniyede yaklaşık 186.000 mildir.
The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
- Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!
- Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!
Tom needs a change of pace.
- Tom'un hız değişikliğine ihtiyacı var.
I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.
- Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.
I'm amazed by the rate at which industries grow.
- Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
His synchronizing rate left nothing to be desired.
- Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
- Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
In the future, humans will use spaceships to travel around the galaxy at speeds faster than light.
- Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
This ship can reach extremely high speeds.
- Bu gemi, son derece yüksek hızlara ulaşabilir.
The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
The mistake hastened his retirement.
- Hata onun emekliliğini hızlandırdı.
Mary hastened back to her room.
- Mary hızla odasına geri döndü.