hızlan

listen to the pronunciation of hızlan
Turkish - English
faster

Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster. - Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.

My breathing got faster and I became tense. - Nefes almam hızlandı ve gerildim.

swing
quicker
swing it
hurry

I had to hurry the work. - İşi hızlandırmak zorunda kaldım.

{f} speeding

The expansion of the universe is speeding up. - Evrenin genişlemesi hızlanıyor.

{f} speed up

Come on, Arianna, speed up or we'll never get there! - Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!

Tom did his best to speed up the process. - Tom süreci hızlandırmak için elinden geleni yaptı.

gear up
{f} speeded
become fast
{f} boost
(Argo) put the pedal to the metal
Turkish - Turkish

Definition of hızlan in Turkish Turkish dictionary

HIZLAN
(Osmanlı Dönemi) Müflis olmak. İflas etmek
hızlan
Favorites