His fingers ran swiftly over the keys.
- Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket etti.
The pigeon flew swiftly down to the earth. He was much larger than a turkey.
- Güvercin yeryüzüne hızla uçtu. O bir hindiden çok daha büyüktü.
He acted quickly and put out the fire.
- O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Time passed rapidly and the work didn't advance at all.
- Zaman hızla geçti ve iş hiç ilerlemedi.
Her proficiency in English rapidly improved.
- Onun İngilizcedeki yeterliliği hızla gelişti.
Koko continued to learn fast.
- Koko, hızla öğrenmeye devam etti.
The market for luxury goods is growing fast.
- Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.
The birds chirp loudly while flying rapidly.
- Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıltı yaparlar.
She quickly went up the stairs.
- O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
He acted quickly and put out the fire.
- O hızla hareket etti ve yangını söndürdü.
Since the student has worked very hard, he is making rapid progress.
- Öğrenci sıkı çalıştığından beri hızla ilerliyor.
Software is getting slower more rapidly than hardware becomes faster.
- Yazılım donanımın hızlanmasından daha hızlı yavaşlıyor.
The velocity of light is about 186,000 miles per second.
- Işık hızı saniyede yaklaşık 186.000 mildir.
Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
- Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
Ken was fined 7,000 yen for speeding.
- Ken hızdan dolayı 7.000 yen para cezasına çarptırıldı.
Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!
- Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!
Tom does things at his own pace.
- Tom işleri kendi hızınızda yapar.
Tom needs a change of pace.
- Tom'un hız değişikliğine ihtiyacı var.
I'm amazed by the rate at which industries grow.
- Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
I can type at a very fast rate.
- Çok yüksek bir hızda daktilo ile yazabilirim.
The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
- Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
The airplane is capable of supersonic speeds.
- Uçak sesten hızlı hızlara ulaşabilir.
In the future, humans will use spaceships to travel around the galaxy at speeds faster than light.
- Gelecekte, insanlar ışıktan daha hızlı hızlarda galaksi etrafında seyahat etmek için uzay gemileri kullanacaktır.
The battle quickly became fierce and bloody.
- Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
Mary hastened back to her room.
- Mary hızla odasına geri döndü.
The mistake hastened his retirement.
- Hata onun emekliliğini hızlandırdı.
He headed for the door at full speed.
- O, son hızla kapıya doğru gitti.
Away went the car at full speed.
- Araba son hızla uzaklaştı.