Turkish - English
Definition of hürri̇yet in Turkish English dictionary
- hürriyet
- freedom
- Hürriyet
- (isim) Independence
- hürriyet
- liberty
The essence of liberty is mathematics.
-Hürriyetin özü matematiktir.
- hürriyet
- freedom, liberty özgürlük
- Hürriyet ve İtilaf Fırkası
- Party of Freedom and Understanding
- mutlak hürriyet
- Uncontrolled liberty, uncontrolled freedom, absolute freedom
- bronz hürriyet madalyası
- (Askeri) bronze palm
- siyasi hürriyet
- (Kanun) political freedom
- bireysel hürriyet
- (Politika, Siyaset) individual liberty
- siyasi hürriyet
- (Hukuk) political liberty
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of hürri̇yet in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Serbestlik, hür oluş
- (Osmanlı Dönemi) Adalet kanununda ve te'dibte, başka hiç kimse, kimseye taarruz ve tahakküm etmemesi ve herkesin hukukunun meşru' olarak korunması, herkesin meşru' hareketlerinde tam serbest olması.İnsana karşı hürriyet, Allah'a karşı ubudiyeti intac eder.Rabıta-i iman ile Sultan-ı Kâinat'a hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye, o adamın izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etm
- hürriyet
- Beyaz başörtüsü
- hürriyet
- Özgürlük
- hürriyet
- Özgürlük: "Kadınlara erkeklerden ziyade hürriyet verilmesi taraftarıyım!"- Ö. Seyfettin
- Hürriyet
- (Osmanlı Dönemi) ITAK
Related Terms
hürri̇yet
Hyphenation
hür·ri̇·yetResimler
History
Favorites