gunfire

listen to the pronunciation of gunfire
English - Turkish
ateş etme
atış

Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı. - The commander exposed his men to gunfire.

ateş

Polis silah ateşini duyar duymaz geldi. - The police came as soon as they heard the gunfire.

Düşmanın ateşine maruz bırakıldılar. - They were exposed to the enemy's gunfire.

silah ateşi

Polis silah ateşini duyar duymaz geldi. - The police came as soon as they heard the gunfire.

Silah ateşi kötüleşiyordu bu yüzden aşağıya mahzene koştuk. - The gunfire was getting worse, so we ran down to our cellar.

silah sesi
(Askeri) SİLAH ATEŞİ: Topçu, piyade tüfekleri ve hafif ateşli silahların ateşi (süngü, kılıç, torpido ve bombalar hariçtir)
(isim) top ateşi
silah ateş

Ben uzaktan silah ateşi duyuyorum. - I've been hearing gunfire in the distance.

Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi. - The street fight was interrupted with a hail of gunfire.

{i} top ateşi

Ben uzaktan top ateşi duyuyorum. - I've been hearing gunfire in the distance.

naval gunfire
(Askeri) deniz topçu ateşi
naval gunfire
(Askeri) DENİZ TOPÇU ATEŞİ: Deniz vasıtaları tarafından, özellikle, kara vasıtalarına tevcih edilen topçu ateşi
naval gunfire liaison officer
(Askeri) deniz kuvvetleri top ateşi irtibat subayı
naval gunfire liaison team
(Askeri) DENİZ TOPÇU ATEŞİ İRTİBAT TİMİ: Kara/çıkarma kuvvetlerine deniz topçu ateşi ile ilgili hususlarda bilgi veren ve bu ateşi koordine eden personel ve teçhizat
naval gunfire operations center
(Askeri) DENİZ TOPÇU ATEŞİ HAREKET MERKEZİ: Deniz topçu ateşinin kullanılması ile ilgili planların icrasını kontrol etmek, deniz topçu ateş desteği isteklerine ait işlemleri yapmak ve ileri gözetleyicilere gemi tahsis etmek üzere, bir gemide tesis edilmiş bir büro. En uygun şekil, bu merkezin, destek silahları koordinasyon merkezi ile aynı gemide olmasıdır
naval gunfire spotting team
(Askeri) DENİZ TOPÇU ATEŞİ GÖZETLEME/TARASSUT TİMİ: Deniz destek ateşi kontrol müfrezesinin, hedefleri gösteren, ateşin başlamasını, kesilmesini, hızını ve cinsini kontrol eden birliği. Ayrıca bak, "field artillery observer, spotter"
naval gunfire support
(Askeri) deniz kuvvetleri top ateşi desteği
naval gunfire support
(Askeri) deniz topçu ateş desteği
English - English
The use of gunpowder-type weapons, mainly cannon, as opposed to swords or bayonets

Killing people became much easier and faster once armies started using gunfire.

The time of firing of the morning gun or the evening gun

The grand event on the 14th was the shooting for the second stage for the Queen's prize. This commenced punctually at gunfire in the morning : the men being divided into four squads at the long ranges on the north side of the common.

Shots from a gun or guns, typically creating loud report

Sergeant, direct your gunfire toward that copse of trees.

{i} firing of guns
the act of shooting a gun; "the gunfire endangered innocent bystanders"; "they retreated in the face of withering enemy fire
the report, or loud sound that shooting a gun creates
Gunfire is the repeated shooting of guns. The sound of gunfire and explosions grew closer. the repeated shooting of guns, or the noise made by this
gunfire
Favorites