guilty of crime or sin

listen to the pronunciation of guilty of crime or sin
English - Turkish

Definition of guilty of crime or sin in English Turkish dictionary

criminal
{i} sabıkalı

Tom Mary'nin bir sabıkalı olmadığını biliyordu. - Tom knew Mary wasn't a criminal.

İlk tanıştığımızda Tom'un bir sabıkalı olduğunu bilmiyordum. - I didn't know Tom was a criminal when I first met him.

criminal
{i} suçlu

Bildiğim kadarıyla o bir suçludur. - For all I know, he's a criminal.

Her şeyi göz önüne alırsak, o suçlu olamaz. - Taking everything into consideration, he can't be the criminal.

criminal
{s} suç oluşturan
criminal
suç işlemiş kimse
criminal
cezalı
criminal
{s} cinayet

Böyle ıvır zıvır için bu kadar çok para ödemek cinayettir. - It is criminal to pay so much money for such trifles.

Tom bir cinayet davasında bir şüpheli olarak tutuklandı. - Tom was arrested as a suspect in a criminal case.

criminal
kriminal

Polis tıbbi konulardaki kriminal suçlamaları izlemekte isteksizdir. - The police are reluctant to pursue criminal charges in medical cases.

Tom'un bir kriminal kaydı olduğunu keşfettim. - I found out Tom has a criminal record.

criminal
fahiş
criminal
suçla ilgili
criminal
çok kötü
criminal
(Askeri) CİNAİ, CEZAİ, KRİMİNAL
criminal
(sıfat) suç oluşturan, canice; cinayet; ceza
criminal
fahiş cani
criminal
tecavüz
criminal
criminal court ağır
criminal
criminal assault ırza tecavüz
criminal
{s} ceza

Hapishane suçluların cezalandırılmak için gittiği yerdir. - Jail is where criminals go to be punished.

Ceza hukukunda bir otoritedir. - He is an authority on criminal law.

English - English
criminal
guilty of crime or sin

    Hyphenation

    guil·ty of crime or sin

    Turkish pronunciation

    gîlti ıv kraym ır sîn

    Pronunciation

    /ˈgəltē əv ˈkrīm ər ˈsən/ /ˈɡɪltiː əv ˈkraɪm ɜr ˈsɪn/
Favorites