O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.
- She guided me to the palace.
Bu otel rehber kitabın verdiği dört yıldızı hak etmekten uzaktır.
- This hotel is far from deserving the four stars the guidebook gives it.
Ben sizin için bir kılavuz olarak hareket edeceğim.
- I'll act as a guide for you.
İngilizce konuşan, ruhsatlı bir kılavuz istiyorum.
- I want a licensed guide who speaks English.
Burada çok katı yönetmeliklerimiz var.
- We have very strict guidelines here.