A group of militia saw him and began shooting.
- Bir grup milis onu gördü ve ateş açmaya başladı.
A group of gangsters stole money.
- Bir grup çete parayı çaldı.
A band led the parade through the city.
- Bir grup kentin içinden geçit açtı.
How does it feel to be the best band ever?
- Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
The band has just finished their first set.
- Grup sadece ilk setini bitirdi.
A group of gangsters stole money.
- Bir grup çete parayı çaldı.
A group of gangsters stole the money.
- Bir grup gangster parayı çaldı.
A bunch of people were standing outside waiting.
- Bir grup insan dışarıda bekleyip duruyordu.
Tom was hanging out with a bunch of other boys, most of them a bit older than him.
- Tom diğer çocuklardan bir grup ile vakit geçiriyordu, onların çoğu ondan biraz daha yaşlıydı.
The group was planning a bull session to talk about the upcoming party.
- Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
The party did not succeed in climbing the mountain.
- Grup dağa çıkmayı başaramadı.
He confessed in court that he was in touch with racist groups.
- O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
Work on the assignment in small groups.
- Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
There were a lot of great bands at the festival.
- Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
We'll send the textbooks in three different lots.
- Üç farklı grup halinde ders kitabı göndereceğiz.
The team was divided into smaller groups.
- Ekip küçük gruplara ayrıldı.
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
Do you like to exercise alone or with a class?
- Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?