Bir grup çete parayı çaldı.
- A group of gangsters stole money.
Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
- The group claimed responsibility for the bombings.
Çalışma grubundaki iyi takım ruhu olumlu olarak değerlendirilir.
- The good team spirit in the work group is valued positively.
Mary'nin elbiseleri tipine ve rengine göre gruplandırılmış.
- Mary's clothes are grouped by type and color.
İtalyanca fiiller üç çekim halinde gruplandırılır.
- Italian verbs are grouped into three conjugations.
Bir grup oluşturmak için bir araya geldik.
- We came together to form a group.
Sınıf dört gruba ayrıldı.
- The class was divided into four groups.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
- The team was divided into smaller groups.
Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
- Work on the assignment in small groups.
O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
- He confessed in court that he was in touch with racist groups.
Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.
- Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups.
Gruplar ya küçük bir toplulukla ya da tüm dünya ile bir ilgi paylaşmak için iyi bir yoldur.
- Groups are a good way to share an interest with either a small community or the whole world.
O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
- He confessed in court that he was in touch with racist groups.
Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
- Work on the assignment in small groups.
O grupla bağlantıları kesmelisin.
- You should cut off your connections with that group.
O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
- He confessed in court that he was in touch with racist groups.
... that allows you to benefit from group rates that are typically 18 percent lower than if ...
... in 1988 and I was to give a speech to a given group. And a car picked me up at the airport ...