İnlemeni ve sızlanmanı duymaktan bıktım.
- I am tired of hearing you moan and groan.
Yaralı adamın inlemelerini duyabiliyorduk.
- We could hear the groans of the injured man.
Tom inlemeye başladı.
- Tom started groaning.
Çığlıklar ve iniltiler vardı.
- There were screams and groans.
Asker acı ile inledi.
- The soldier groaned with pain.
Tom uykusunda inledi.
- Tom groaned in his sleep.
... - YEAH, A LITTLE BIT. - ( groans ) ...
... - ( groans ) - SWEET MAN CAVE. ...