grip, clasp, hold; understanding, knowledge, realization

listen to the pronunciation of grip, clasp, hold; understanding, knowledge, realization
English - Turkish

Definition of grip, clasp, hold; understanding, knowledge, realization in English Turkish dictionary

grasp
{f} kavramak
grasp
{f} sıkı tutmak; kavramak; yakalamak
grasp
-i anlamak
grasp
bir konuyu kavramak
grasp
kapma
grasp
{i} idrak
grasp
(isim) tutma, sımsıkı tutma, kavrama, idrak, kabza, anlama
grasp
{f} tutmak

Curdken ona doğru koştu ve onun başından bir tutam saç tutmak istedi. - Curdken ran up to her and wanted to grasp some of the hair from her head.

grasp
grasp at yakalamayı denemek
grasp
{f} kapmak
grasp
yılana sarılmak
grasp
{i} anlama

Bazı insanlar sigaranın kısa vadeli etkilerini anlamayı daha kolay buluyor. - Some people find it easier to grasp the short-term effects of smoking.

Bu meseleyi anlamak zorundayız. - We have to grasp this issue.

grasp
{i} tutma

Curdken ona doğru koştu ve onun başından bir tutam saç tutmak istedi. - Curdken ran up to her and wanted to grasp some of the hair from her head.

grasp
{f} anlamak

Bu meseleyi anlamak zorundayız. - We have to grasp this issue.

grasp
grasp at a straw en ufak bir şeye ümit bağlamak
grasp
{f} at kapmaya çalışmak
grasp
{i} kabza
English - English
{i} grasp