Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Babamın saçı grileşti.
- Father's hair has turned gray.
Bu kurşun kalem gri değil.
- This pencil is not grey.
Onun hakkında her şey griydi.
- Everything about him was grey.
Bozkurt, beni yeme, senin için bir şarkı söylerim.
- Don't eat me, gray wolf, I'll sing a song for you.
O kır saçlı adam Tom'un babası.
- That gray-haired man is Tom's father.
Gri, kırmızı ile iyi gider.
- Gray goes well with red.
Senin kedilerinin hepsi gri renkli.
- All of your cats are grey.
gray colour:.
My hair is beginning to gray.
grey colour:.
It's a legal gray area.
- It's a legal grey area.