Onun hakkında her şey griydi.
- Everything about him was grey.
Gri çeviriler dolaylı çevirilerdir. Diğer bir deyişle, onlar çevirilerin çevirileridir, ve ana cümlenin çevirileri değil ( ana cümle büyük harflerle yazılmış cümledir).
- Grey translations are indirect translations. In other words, they are translations of the translations, and not translations of the main sentence (the main sentence is the sentence in big letters).
Senin kedilerinin hepsi gri renkli.
- All of your cats are grey.
Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Babamın saçı grileşti.
- Father's hair has turned gray.
Bozkurt, beni yeme, senin için bir şarkı söylerim.
- Don't eat me, gray wolf, I'll sing a song for you.
Tom gri bir takım elbise giyiyordu ve kırmızı bir kravat takıyordu.
- Tom was wearing a gray suit and a red tie.
Gri, kırmızı ile iyi gider.
- Gray goes well with red.
grey colour:.
My hair is beginning to grey.
It's a legal gray area.
- It's a legal grey area.
1998: Grey ghosts turn a blind eye — Sydney Morning Herald headline 18 July 1998.
We can succeed if we all use our grey matter.
It had a grey-wolf look.
battleship grey colour:.
cool grey colour:.
dove grey colour:.
gray colour:.
My hair is beginning to gray.
gunmetal-grey colour:.
pearl grey colour:.
silver-grey colour:.