The strike affected the nation's economy.
- Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.
The union went out on a strike for an indefinite period.
- Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
The railroad workers are going on walkout tomorrow.
- Demiryolu işçileri yarın greve gidiyorlar.
The employees threatened to go on strike.
- İşçiler greve gitmekle tehdit etti.
The bus drivers are on strike today.
- Otobüs sürücüleri bugün grevde.
I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.
- Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim.
The striking workers protested their pay cut.
- Grev yapan işçiler ücretlerinin kesilmesini protesto etti.