great; fabulous

listen to the pronunciation of great; fabulous
English - Turkish

Definition of great; fabulous in English Turkish dictionary

class
{i} sınıf

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın! - The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!

Lütfen sınıfta koşmayın. - Please don't run in the classroom.

class
{i} ders

Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız. - You must not speak Japanese during the class.

Matematik dersi iyidir. - The mathematics class is good.

class
{i} klas olma
class
{f} saymak
class
{f} kategorize etmek
class
{f} sınıflandır

Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim. - I'm not good at classifying things.

Kütüphaneci kitapları konularına göre sınıflandırdı. - The librarian classified the books according to subject.

class
sınıflamak
class
öbek
class
toplumsal sınıf
class
çeşit
great, wonderful, fabulous
Harika harika harika
class
bir okulda aynı yılda mezun olacak toplam
class
{i} bölüm
class
{i} class
class
{i} derslik

Sami derslikten çıktı. - Sami came out of the classroom.

class
{i} kast
class
(isim) class, sınıf, derslik, grup; mevki, zümre, cins, bölüm, tür, çeşit, kalite; dershane, ders, kur, kurs, öğrenciler (aynı yıl mezun olan); mükemmellik, üstünlük, klas olma
class
(İnşaat) sınıf, cins
class
{i} öğrenciler (aynı yıl mezun olan)
class
(Tıp) Sınıf, takım (order)'ların biraraya gelmesiyle oluşan canlı sınıfı
English - English
class
great; fabulous
Favorites