Başka her şey avanta.
- Everything else is gravy.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
- I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy.
Bu, kongre için bir sus payı.
- It's a sop to Congress.
Bu bekçiye bir rüşvettir.
- It's a sop to Cerberus.
My sister used to chose the worst part of the meat.But now, his husband made me happy by giving me some gravy.
Biz biraz soslu, patatesli ve kırmızı yaban mersinli reçelli İsveç köfteleri yedik.
- We ate some Swedish meatballs with gravy, potatoes, and lingonberry jam.
Tom Mary'nin ona sosu uzatmasını istedi.
- Tom asked Mary to pass him the gravy.
Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem.
- I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy.
The first thousand tickets and the concessions cover the venue and the band. The rest is gravy.