Cidden boşanmayı düşünüyor musunuz?
- Are you seriously thinking about getting a divorce?
Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Tom bugünkü toplantıya gitmeme hakkında ciddi olarak düşünüyor mu?
- Is Tom seriously thinking about not going to today's meeting?
Gitmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
- Are you seriously thinking about going?
Tom neden önerimizi ciddiyetle kabul etmedi?
- Why wouldn't Tom take our offer seriously?
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Tom ciddi bir şekilde yaralandı ve kanaması vardı.
- Tom was seriously wounded and bleeding.
Barney ağır şekilde yaralandı.
- Barney was wounded seriously.
Her ikisi de ağır yaralandı.
- Both were seriously wounded.
O ağır yaralı değildi.
- She was not seriously injured.