Dedemle haftada iki üç kez görüşüyordum.
- I saw grandpa two or three times a week.
Tom dedesi ve ninesiyle Fransızca konuşur.
- Tom speaks French to his grandparents.
Büyükbabamla gitmek istemiyorum anne. Beni burada bırak.
- Mom, I don't want to go with Grandpa. Leave me here.
Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.
- Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.
Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.
- We're worried about Grandma and Grandpa.
Sende büyük büyük babalarının resimleri var mı?
- Do you have any pictures of your great grandparents?
Büyükbabam tarafından bana Robert adı verildi.
- I was named Robert by my grandfather.
Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
- Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
Bana o masalı anlatan dedemdi.
- It was my grandfather that told me that story.
Dedem 2. Dünya Savaşı sırasında öldürüldü.
- My grandfather was killed in World War II.
My grandfather was an archaeologist.
- My grandpa was an archeologist.
Where does your grandfather live?
- Where does your grandpa live?
... OKAY, IF YOU'RE REFERRING TO GRANDPA, ...
... Kind of like great-great-great- great-great-great grandpa ...