grain; food made from this grain

listen to the pronunciation of grain; food made from this grain
English - Turkish

Definition of grain; food made from this grain in English Turkish dictionary

cereal
tahıl

Tam taneli tahıl tercih ediyorum. - I prefer whole-grain cereals.

En sevdiğin tahıl nedir? - What's your favorite cereal?

cereal
{i} mısır gevreği

Tom sütü mısır gevreğine döktü. - Tom poured milk on his cereal.

Kahvaltıda 3 kase mısır gevreği yememe rağmen hala açım. - Although I ate 3 bowls of cereal for breakfast, I am still hungry.

cereal
{i} (mısır gevreği gibi) tahıldan yapılmış kahvaltılık yiyecek
cereal
{i} kahvaltılık gevrek

Tom kahvaltılık gevrek yiyor. - Tom is eating cereal.

Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım. - I'll have some cereal and orange juice.

cereal
tahıl veya tahıl bitkilerine ait
cereal
{i} hububat

Tom genellikle mutfak masasında oturur ve sabah gazetesini okurken hububat yer. - Tom usually sits at the kitchen table and eats cereal while reading the morning paper.

O tam tahıllı hububatı tercih eder. - She prefers whole-grain cereals.

cereal
tahıl türünden
cereal
tahıla ait
cereal
tahıllı

O tam tahıllı hububatı tercih eder. - She prefers whole-grain cereals.

Biz tam tahıllı gevrekleri tercih ediyoruz. - We prefer whole-grain cereals.

cereal
{i} tahıl bitkisi
cereal
{i} tahıl, hububat, zahire
cereal
ABD herhangi bir tahıl ile hazırlanmış ve kahvaltıda yenen bir yiyecek
English - English
{i} cereal
grain; food made from this grain
Favorites