Foklar karada sakar ve hantal, suda ise çok zariftir.
- Seals are clumsy and ponderous on land, but very graceful in the water.
Araç durumu Rus dilinin en zarif yönlerinden biridir.
- The instrumental case is one of the most graceful aspects of the Russian language.
Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi.
- Isadora Duncan danced with such grace that she was invited to dance in Europe.
Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.
- Beauty without grace is like a rose without a scent.
O yemeden önce lütuf dedi.
- He said grace before eating.
Laura incelikle dans etti.
- Laura danced gracefully.
Latinler başkalarına el pençe divan dururken, kendilerini incelikle tanıtamaz!
- Latinos can't promote themselves gracefully, kowtowing to others!
Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.
- Beauty without grace is like a rose without a scent.
O, hepimizi şaşırtan bir zerafetle dans etti.
- She danced with a grace that surprised us all.
Lola zerafetle dans etti.
- Lola danced with grace.
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
- Ice skating can be graceful and beautiful.
O güzel ve ayrıca çok zarif.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
Latinler başkalarına el pençe divan dururken, kendilerini incelikle tanıtamaz!
- Latinos can't promote themselves gracefully, kowtowing to others!
Laura incelikle dans etti.
- Laura danced gracefully.
Laura incelikle dans etti.
- Laura danced gracefully.
Yusufçuk incelikle suyun üzerinden geçti.
- The dragonfly gracefully passed over the water.
Yusufçuk incelikle suyun üzerinden geçti.
- The dragonfly gracefully passed over the water.
Laura incelikle dans etti.
- Laura danced gracefully.
Had I given birth to a daughter of my own, I'd like to have called her Grace, a classic and poetic name, one that illuminates a person of dignity and poise.
He graced the room with his presence.