O, sonsuza kadar elveda dedi.
- He said good-bye for good.
Tom Mary için bir veda partisi yapmamızı önerdi.
- Tom suggested that we have a farewell party for Mary.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
- Jane's farewell speech made us very sad.
Merhaba ve elveda, kardeş.
- Hello and farewell, brother.
Merhaba ve elveda, kardeş.
- Hello and farewell, sister.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
- Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
Güle güle! Daha fazla zamana sahip olduğunda, geri gel ve oyna!
- Goodbye! When you have more time, come back and play!
Elveda, acımasız dünya.
- Goodbye, cruel world.
Tom'a elveda dedin mi?
- Did you kiss Tom goodbye?
Sen asla hoşçakal demedin.
- You never said goodbye.
Tom hoşçakal demeden gitti.
- Tom left without saying goodbye.
Good by penzu.
Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- She left the room without saying goodbye.
Tom Mary'ye hoşça kal dedi.
- Tom said goodbye to Mary.
Güle güle bile demedin.
- You didn't even say goodbye.
Anneme güle güle demedim.
- I didn't say goodbye to my mom.