Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
- He'll play golf even if it rains.
Tom ücretsiz golf oynayabileceği bir yer buldu.
- Tom found a place where he could play golf for free.
Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.
- Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf.
Tenis ve golf oynamaktan hoşlanırım.
- I like playing tennis and golf.
Üç yıl önce golf kulübüne katıldım.
- I joined the golf club three years ago.
Bir golf kulübünde üyelik için başvurdu.
- She applied for the membership in a golf club.
Bu kimin golf çantası?
- Whose golf bag is this?
Golf topu neredeyse deliğe giriyordu.
- The golf ball almost went in the hole.
Bu, golf topundan daha büyük değil.
- It's no bigger than a golf ball.
Tom golf arabasına bindi.
- Tom got in the golf cart.
Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.
- Tom drove his golf cart into a sand trap.
Tom bir golf sopasıyla ölesiye dövüldü.
- Tom was beaten to death with a golf club.
Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç
- Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.
Bir golf kulübüne katılacağım.
- I will join a golf club.
Tom, babasının ona vermiş olduğu golf kulübüne çok bağlı idi.
- Tom was very attached to the golf clubs that his father had given him.
Tom'un bir golf sahası var.
- Tom owns a golf course.
Buraya yakın bir golf sahası var mı?
- Is there a golf course near here?
Kendimi iyi bir golf oyuncusu olarak görmüyorum.
- I don't consider myself to be a good golfer.
O, tam senin gibi, iyi bir golfçü.
- He, just like you, is a good golfer.
En sevdiğin golfçü kimdir?
- Who's your favorite golfer?
Tom says he wants to play golf with me.
- Tom says he wants to play golf with me.
Tom said that he wanted to play golf with Mary.
- Tom said he wanted to play golf with Mary.
Tom doesn't play golf.
- Tom does not play golf.
Tom does not play golf.
- Tom doesn't play golf.
It's about being a golf widow, shrugged Rita. What do women do when their husbands are playing golf?.
Tom drove his golf cart into a sand trap.
- Tom golf arabasını bir kum kapanına sürdü.
Tom got in the golf cart.
- Tom golf arabasına bindi.
Tom didn't feel like playing golf.
- Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
Robert was so busy he had to turn down an invitation to play golf.
- Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.
I don't consider myself to be a good golfer.
- Kendimi iyi bir golf oyuncusu olarak görmüyorum.
She beat him to death with a golf club.
- O bir golf sopası ile onu öldüresiye dövdü.
Tom was beaten to death with a golf club.
- Tom bir golf sopasıyla ölesiye dövüldü.
It's no bigger than a golf ball.
- Bu, golf topundan daha büyük değil.
Tom found a golf ball in the garden.
- Tom bahçede bir golf topu buldu.
Whose golf bag is this?
- Bu kimin golf çantası?