English - Turkish
Definition of going astray, erring, lonely in English Turkish dictionary
- devious
- eğri
- devious
- namussuz
- devious
- üç kağıtçı
- devious
- üçkağıtçı
- devious
- hilekar
Tom gerçekten bu kadar hilekar olabilir mi?
-Could Tom really be that devious?
Tom biraz hilekar oluyor, değil mi?
-Tom is being kind of devious, isn't he?
- devious
- dolandırıcı
- devious
- fırıldakçı
- devious
- üçkâğıtçı
- devious
- dolaşık
- devious
- dolambaçlı,dolaşık
- devious
- deviousness çapraşıklık
- devious
- {s} hileli
- devious
- dolambaçlı oluş
- devious
- dolambaçlı/üçkağıtçı
- devious
- {s} aldatıcı
Tom aldatıcı, değil mi?
-Tom is devious, isn't he?
- devious
- deviously çapraşık olarak
- devious
- {s} dürüst olamayan
- devious
- (sıfat) dolambaçlı; aldatıcı, dürüst olamayan; sapa
- devious
- sapmış
Related Terms
English - English
Definition of going astray, erring, lonely in English English dictionary
- {a} devious
going astray, erring, lonely
Hyphenation
Go·ing astray, erring, lone·lyPronunciation
Resimler
History
Favorites