We provided them with money and clothes.
- Biz onlara para ve giysi sağladık.
He always wears dark clothes.
- O her zaman koyu giysiler giyer.
That store sells men's wear.
- O mağaza erkek giysisi satar.
She wears beautiful clothes.
- O, güzel giysiler giyer.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
I sell clothing online.
- İnternetten giysi satıyorum.
I like the simplicity of her dress.
- Onun giysisinin basitliğini seviyorum.
Mary's dress is drying in the sun.
- Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.
These garments are made from wool.
- Bu giysiler yünden yapılır.
He rented the garment for the day.
- O, gün için giysi kiraladı.
We went up by two floors in order to reach the apparel stalls.
- Giysi tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
What kind of costumes did you buy for the children?
- Çocuklar için ne tür giysiler aldın?
Where can I rent a costume?
- Nereden bir giysi kiralayabilirim?
My grandmother likes to weave things.
- Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.
We mustn't forget their sports gear.
- Biz onların spor giysilerini unutmamalıyız.
Mary was wearing a black robe.
- Mary siyah bir giysi giyiyordu.