Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

giyilebilir

listen to the pronunciation of giyilebilir
Turkish - English
wearing
wearable
giy
wore

Tom wore a new coat to school today. - Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.

She wore a green dress. - Yeşil bir elbise giydi.

giy
{f} worn

I've worn holes in my socks. - Delik çoraplarımı giydim.

Sally has bought a new dress, but she hasn't worn it yet. - Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.

giy
have on

What do you have on for tomorrow night? - Yarın gece için ne giyersin?

Tom didn't have on his shoes. - Tom ayakkabılarını giymemişti.

giy
put on

Tom took off his clothes and put on his pajamas. - Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

Tom put on his shoes. - Tom ayakkabılarını giydi.

giy
{f} wear

Who's wearing the blue T-shirt? - Mavi tişörtü kim giyer?

She wears high heels to make herself look taller. - O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.

giy
endue