give occasion to

listen to the pronunciation of give occasion to
English - Turkish

Definition of give occasion to in English Turkish dictionary

occasion
{i} durum

Onun hikayesi durum için uygun değildi. - His story wasn't appropriate for the occasion.

Başka bir durum için onu ayıralım. - Let's reserve that for another occasion.

occasion
olay

Bugünkü büyük olay nedir? - What's the big occasion today?

occasion
önemli gün
occasion
lüzum
occasion
sıra

Ara sıra okula gitmem. - I am absent from school on occasion.

Yarın ara sıra sağanaklar olabilir. - Occasional showers are possible tomorrow.

occasion
münasebet
occasion
on occasion ara sıra
give to
(deyim) give someone to understand that... birine üstü kapalı anlatmak,çıtlatmak,ima etmek
occasion
{i} gerek, lüzum
occasion
elverişli durum
occasion
sebep/durum/sıra/fırsat
occasion
{i} zaman: I wasn't there on that occasion. O zaman orada değildim
occasion
gereklik
occasion
{i} özel durum

Özel durumlar dışında Tom asla içki içmez. - Tom never drinks except on special occasions.

Özel durumlar dışında asla içmez. - He never drinks except on special occasions.

occasion
{i} neden
occasion
{i} neden, sebep
occasion
{i} mahal
occasion
fırsat düştükçe
occasion
(isim) ortam, mahal, özel durum, durum, fırsat, neden, sebep, uygun zaman, sıra
occasion
{i} uygun zaman
English - English
provide cause or grounds to; provide with a chance to; cause, give rise to
occasion
give occasion to

    Hyphenation

    give oc·ca·sion to

    Turkish pronunciation

    gîv ıkeyjın tı

    Pronunciation

    /ˈgəv əˈkāᴢʜən tə/ /ˈɡɪv əˈkeɪʒən tə/
Favorites