Müdür ona bir kupa verdi.
- The manager bestowed a trophy on him.
Gerçek güçlü bir adam, ona bir kadeh şarap ver!
- That's a real strongman, bestow upon him a goblet of wine!
Bir arkadaş hediye olarak meyve gönderdi.
- A friend sent the fruit as a gift.
Vasya amca hediye olarak bana bir tablo verdi.
- Uncle Vasya gave me a painting as a gift.