Arriving at the station, I found my train gone.
- İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.
He may have gone home by another way.
- O, başka bir şekilde eve gitmiş olabilir.
I will be gone by the time she comes back.
- O geri dönmeden önce gitmiş olacağım.
By the time you get back, I'll be gone.
- Sen geri dönünceye kadar, ben gitmiş olacağım.
Where on earth can he have gone off to at this time of day?
- Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir.
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
Mr. White has gone to Canada.
- Bay White Kanada'ya gitti.
I went to Kobe, where I first met her.
- Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.
Who's your favorite heavy metal guitarist?
- Favori heavy metal gitaristin kim?
I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamadım gitti.
Yumi went there by herself.
- Yumi oraya kendi gitti.
Do you know where your dad went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
I want to go to America someday.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
- Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.