Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.
- Bob felt embarrassed when he was treated in front of some girls.
Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.
- A policeman asked the girls if the car was theirs.
Birçok erkek ve kız çocuğu vardı.
- Many boys and girls were present.
Mary onun yaşındaki çoğu kız çocuğundan daha zekidir.
- Mary is smarter than most girls her age.
Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
- Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
O bir kız lisesinde öğretmenlik yapıyor.
- He teaches in a girls' high school.
O, bir kız lisesine gidiyor.
- She goes to a girls' high school.
Kız ince belli bir kadın haline geldi.
- The girl has grown into a slender woman.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Kız arkadaşına doğru koştum.
- I ran into your girlfriend.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
... job at Lancome, I just wanted to teach girls how to apply ...
... Because I'm not talking about Hollywood girls ...