Dan wanted to attempt the robbery.
- Dan soyguna girişmek istedi.
I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
- Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
The newest version uses facial-recognition software to validate a login.
- Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır.
In the introduction, the author is stating as follows.
- Giriş bölümünde, yazar aşağıda gösterildiği gibi belirtiyor.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
She posted an entry to the blog yesterday.
- Dün bloğa bir giriş postaladı.
The entry requirements for the essay competition are very strict.
- Kompozisyon yarışması için giriş şartları çok sıkıdır.
I must sit for the entrance examination next year.
- Ben gelecek yıl giriş sınavına katılmalıyım.
We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
- Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
Thanks for your input.
- Veri girişin için teşekkürler.
Any input would be appreciated!
- Herhangi bir veri girişi takdir edilecektir!
If you combine them in this way, you get a 14 port USB hub.
- Bunları bu şekilde birleştirirsen; 14 girişli bir USB çoklayıcı elde edersin.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
He's studying hard so he can pass the entrance exam.
- Giriş sınavını geçebilsin diye, o sıkı çalışıyor.
We saw her enter the room.
- Onun odaya girişini gördüm.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
- Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
Yes. She got an introduction from her previous doctor and transferred to this hospital.
- Evet. O önceki doktorundan bir giriş aldı ve bu hastaneye transfer edildi.
Tom moved toward the doorway.
- Tom girişe doğru hareket etti.
The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
- Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
Admission to the show is $5.
- Gösteriye giriş ücreti 5 dolar.
You must pay the admission fee here.
- Buraya giriş ücreti ödemelisiniz.
I will meet you in the hotel foyer.
- Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.
The introduction of the new tax is expected to affect the entire economy.
- Yeni vergi girişinin tüm ekonomiyi etkilemesi bekleniyor.
Yes. She got an introduction from her previous doctor and transferred to this hospital.
- Evet. O önceki doktorundan bir giriş aldı ve bu hastaneye transfer edildi.
You are banned from entering this place.
- Buraya girişiniz yasaklandı.
The man is checking in at a hotel.
- Adam bir otelde giriş yapıyor.
Admission is $30 at the gate.
- Giriş ücreti kapıda 30 dolar.
A car was blocking the gateway.
- Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.
Tom moved toward the doorway.
- Tom girişe doğru hareket etti.
His mother was standing in the doorway.
- Onun annesi girişte duruyordu.
Please hang your coat in the anteroom.
- Lütfen ceketinizi giriş salonunda asın.
No admittance during the performance.
- Gösteri boyunca giriş izni yoktur.
A car was blocking the gateway.
- Bir araba giriş kapısını kapatıyordu.